Tüm tasarım ve uygulamalar, montajlar, fotoğraf rötuşları, çizimler ve hatta dijital fotoğraf çekimler de bilgisayar ekranlarında gerçekleştirilmektedir. Fakat çoğu kez günlerimizi harcadığımız işlerimizin renkleri ekranda ayarladığımız gibi sonuçlanmaz; yıllardır ajans, grafiker, operatör, renk ayırım, servis büro ve matbaacılar arasındaki ‘Renk Uyuşmazlığı’ kavgası sürüp gider. Haklı olarak herkes de suçu birbirine yüklemektedir.
8 Ağustos 2008 Cuma
RENK UYUŞMAZLIĞI
İnsan gözünün görebildiği renk tayfındaki tüm renkleri bir düzlem üzerine taşıyarak iki boyutlu bir grafik oluşturulduğunda (Renk Gamutu), gerçek beyazın D50 (5000 Kelvin) ve farklı ışık ortamlarındaki renk sapmalarının hangi renklere doğru kaydığını bilimsel olarak görebiliriz.Aynı Renk Gamutu üzerine, bilgisayar ekranlarının bize gösterebildiği tüm renkler ölçümlenerek çizildiğinde, tabiatta görebildiğimiz renk genişliği ile monitörlerin bize gösterebildiği renk genişliğini ve aradaki farkı net bir şekilde anlayabiliriz. Diapozitiflerin renk genişliği ile ofset baskıda elde edebildiğimiz renk genişliğini de aynı grafiğe ilave ettiğimizde, yıllardır problemini yaşadığımız renk uyuşmazlıklarının en büyük sebebini de görmüş oluruz.Grafik ve basım endüstrisinde kullanmakta olduğumuz tüm ekranlar, diapozitif filmler, fotoğraf kartları, dijital fotoğraf makineleri, masaüstü tarayıcılar, konvansiyonel tarama makineleri, renkli toner bazlı veya inkjet yazıcılar, prova baskı makineleri ve nihayetinde ofset, tipo, serigraf, tampon, flekso, gravür vs., tüm baskı üniteleri kullandıkları boya ve kağıt çeşitlerine göre çok farklı renk gamutlarına sahiptirler. Tüm bunların yanı sıra, her bir marka ürünün de kendi içinde farklı renk gamutları vardır. ‘X’ marka bir monitörün gösterebildiği renk genişliği ile ‘Y’ veya ‘Z’ marka başka monitörlerin gösterebildikleri renk genişliği de önemli ölçüde farklılık gösterir. Aynı şekilde parlak kuşe ile mat kuşe, 1.Hamur veya 3.Hamur kağıtların da her değişik marka boyaya göre baskıda oluşturabildikleri renk genişlikleri farklıdır. Çünkü bütün bu kağıtların renkleri bize gösterecek yüzeyleri de farklıdır. Hele bütün bu makinelerin kullandıkları boya ve kağıt çeşitleri ile kullandıkları baskı yöntemlerinin de farklılığını hesap edersek, “Neden bu kadar Renk Uyuşmazlık Kargaşası var?” sorusunun cevabını almış oluruz.Tüm bu makinelerde kullanılan boyaların ortam, sıcaklık ve nemden direkt olarak etkilenerek kimyasal reaksiyonlara girmeleri ve renk tonlarındaki özelliklerini yitirmelerini de bütün bunların üstüne eklediğimiz zaman, Renk Uyuşmazlığı’nın ne kadar büyük bir problem olduğunu çok daha açık bir şekilde anlamış oluruz.Ekranlarımızda gece gündüz, saatlerce uğraşıp hazırladığımız dokümanlardaki renklerin her seferinde ekranlarımızdan çok farklı neticeler vermesi bütün bu makine ve sistemlerin değişik renk genişliklerine sahip olmasından kaynaklanmaktadır.Ayrıca ülkemizdeki Basım Endüstrisinde Uluslararası Standartlar gerekli seviyede oluşturulmadığı ve uygulanamadığı için, basılabilen renk genişlikleri her gün ve hatta her saat değişmektedir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder